Ampirik açıdan, Türkiye’de farklılaşarak dağılan kültürel birikimden ve bu dağılımı gözlemleyebilecek bir düzenlilikten söz edilebilir mi? Gerçekten farklı beğenilere sahip olanlar, farklı kültürel ürünleri farklı yollarla tükettikleri için çatışabilirler mi? Bu bağlamda, beğenileri söz konusu olunca, basitçe ekonomik bir farklılıktan değil ama kültürel eşitsizlikten söz edilebilir mi?
Bu tartışmada, Türkiye’de beğenilerin, ayrımı pekiştiren pratikler olarak anlam kazandığı, farklı sınıfsal pozisyonların, sınıfların içindeki farklı katmanların, statülerin, beğenilerin farklılaşmasıyla görünür olabileceği iddiası değerlendirilecektir. Sermaye türlerinin, ama bilhassa kültürel sermayenin şaşmaz biçimde sınıfsal ayrımı organize eden gücü analiz edilecektir. Zira beğenilerin kodunu çözen kültürel sermayenin dağılımının Türkiye’de tesadüfi olmadığı ve eşitsiz dağılımının kuşaklar boyunca aktarıldığı tespiti, bu çalışmanın varsayımlarından birini oluşturmaktadır. Türkiye’deki kültürel eşitsizliğin gündelik hayatı hangi biçimlerde organize ettiği, Türkiye’de bireyleri bir diğerinden ayıran ve böylece eşitsizlik yaratan bir kültürel tüketim pratiğinden, farklı zevk ve beğenilerden söz edilebilir mi? sorusuna verilecek yanıtlarla anlaşılabilecektir.
Başlangıç Tarihi | Başlangıç Saati | Bitiş Tarihi | Bitiş Saati | Yer |
---|---|---|---|---|
23 Ocak 2016 | 17:00 | 23 Ocak 2016 | 00:00 | İLEM Konferans Salonu |